22 Mart 2014 Cumartesi

MAMA KAVANOZLARIM ARTIK İŞE YARIYOR :)

Hafta sonuna bomba gibi bir giriş yaptım. Sabah arkadaşlarımızı kahvaltıya çağırmıştık. Onlara güzel bir sofra kurduk eşimle. Börekler, çörekler, patatesler falan derken missler gibi bir sofra oldu. Öğlene kadar dinlene dinlene güzel bir hafta sonu kahvaltısı yaptık en genişinden. :) Sonra hep birlikte gezmeye çıktık. Bizim ufaklık sebebiyle güzel havayı tam olarak değerlendiremedik. Avm'de gezdik malesef, açık havada üşütürüz diye tereddütlüydük çünkü. Olsun, bu da kâfi alışveriş yaptık en azından. Ben de fırsattan istifade uzun zamandır almak isteyip hep unuttuğum silikon tabancasını aldım. Evde bir şeyler yapmak ya da tamir etmek istediğimde silikon tabancası gerçekten kurtarıcı olabiliyor. Gelir gelmez de nasıl kullanılıyormuş bir deneyelim dedik. Ne yapsam ne yapsam derkeeeen, dedim evde bir sürü mama kavanozu var. E bebek şekerlerinden kalma fazla tül ve kurdela da var. ( Bebek şekerlerimizi kendimiz yapmıştık da.) En iyisi kavanoz süsleyelim dedim. Bazı İnternet sitelerinde hep görüp özeniyordum, ne becerikliler, neler yapıyorlar diye. Aldım kavanozları topladım geldim ve başladım işe.  Veeeeeeeeeeee işin sonunda bu çıktı ortaya

 NASIL MI YAPILDI??? İŞTE BÖYLE....

Önce tülü kavanozun boyunca kat kat katladım ve pileli olacak şekilde iple dikip büzdürdüm.


Sonra iki ucunu da dikip kavanoza giydirdim.


Tülü daha kolay yapıştırmak için ters çevirip silikon tabancasıyla yapıştırdım.


Sonra kurdelayı kavanozun kenarı kadar katlayıp onu da yapıştırdım ve kurdelaların ucuna da 2 adet uğur böceği stickerı...



Bayıldım buna bayıldım. Sevmelere doyamam artık bu minik şeyi. Şimdilik İçine göz kalemlerimi, rimelimi falan koydum.Siyah-beyaz-kırmızı renk temalı yatak odama acayip uydu. Makyaj masama da çoook yakıştı, çok :)






20 Mart 2014 Perşembe

EVDE YOĞURT YAPTIM :) BEN YAPTIM, BEN YAPTIMMM :)

      Dünkü postumda da az biraz bahsettiğim gibi bizim minik bebiş ek gıdaya geçmiş durumda. Ufaktan meyve suları, meyve püreleri, sebze püreleri ile başlayan ek gıda maceralarımız sebze çorbalarına kadar dayandı. Doktorumuzla işbirliği içinde tam gaz devam ediyoruz.
      Ek gıdaya geçtiğimiz günden beri her gün 2 öğün farklı bir şey veriyorum. Mesela kahvaltı ve öğle öğünü arası meyve suyu ya da püresi; öğle akşam arası yoğurt. Bazen akşamları emmemekte direnirse sebze püresi ya da şimdilerde çorba yapıyorum. Meyve ve sebze püreleri değişim gösterse de değişmeyen bir öğünümüz var: YOĞURT. Dün aslında fotosunu paylaşmıştım burada.
      Biliyorsunuz bebeklerin yediği gıdaların taze olması ve ev yapımı olması sağlıklı bir beslenme için çok önemli. Bu yüzden yoğurdun da ev yapımı olması gerekiyordu. Ancak bir problem vardı ki ben hiç yoğurt yapmamıştım. İnanın şaka yapmıyorum, nasıl yapıldığı hakkında hiç ama hiç bir fikrim yoktu. Birkaç işiye danıştım, anlattılar falan ama yok, nafile. Bir de benim pis bir huyum vardır, birisi bana ne kadar anlatırsa anlatsın illaki ben bir kendm deneyeceğim. Yani teoride bilsem de pratikte uygulamakta zorlanıyorum. Yaşayarak öğrenmem daha kalıcı oluyor sanırım. Hatta arkadaşlarımın bu konuyla ilgili ilginç bir esprileri bile var: "İlla deneme yamulma yoluyla öğreneceksin dimi???" Evet illa bir yapıp rezil edeceğim o işi ki bir daha aynı hatayı yapmayayım.
      Neyse, işte yoğurt maceramın da böyle olacağını düşündüm. Bir aksilik çıkacak mı, dibi falan tutacak mı, ya da yoğurt suyun içinde yüzecek mi? Kafamda deli sorular, tuttum marketin yolunu. Atatürk Orman Çiftliğinin yoğurt yapma paketleri var. İçinde çiğ süt ve yoğurt mayası bulunuyor. Bir hafta bir kullanım ömrü var ve en önemli nokta, yapılışı üzerinde yazıyor :))) Yani tam benlik. Şimdi diyeceksiniz ki neden market, oralarda yok mu bir sütçü mütçü? :) Yok, valla yok. Burası çok lüks bir semt olmasına karşın tam bir mahrumiyet bölgesi gibi. Mesela geçenlerde züccaciye aradım yok arkadaş. Gel de deli olma :) Neyse konudan sapmayayım, düşmeye başladı yine çenem. :)

   
İşte paketi bu ve yan tarafında tarifi var:) Benim gibi dünyadan bir haber yaşayanlar için..
     Şu yukarıda gördüğünüz paket var ya, benim ilk defa deneyip yamulmamama sebep oldu ;) İlk seferde mükemmel ve lezzetli bir sonuç elde ettim. Gelelim yapılış aşaması fotolarına... Sanırım fotolar üzerinden anlatmak daha kolay olacak. Yoksa ben konudan konuya atlayacağım diye korkuyorum:)

Öncelikle paketin içinden çıkan 3 lt sütü genişçe bir tencereye boşaltıyoruz.




Tenceredeki sütü ocakta bir taşım kaynatıyoruz. Benim gibi "Bir taşım ne be?" diye soranlar için açıklama yapalım :) Yani süt bir kez kabarıp taşma seviyesine gelinceye kadar... Sonra sütü soğumaya bırakıyoruz. Serçe parmağımızı sütün içine batırdığımızda 7'ye kadar sayabiliyorsak sütün sıcaklığı mayayı katmak için idealdir.

Sonra şu gördüğünüz mayayı...


Bir tabakta karıştırıp sütün içine ekliyoruz. Ve bir kez karıştırıyoruz. Ben "nasıl yapcam ya çok karıştırırsam" falan diye annemin başını ağrıttığım için mayayı annem kattı. Şu gördüğünüz kol da emektar anneciğime ait :)

Sonra sütü hiç kımıldatmadan güzelce sarıp sarmalıyoruz ve mayalanmaya bırakıyoruz. 3 saat kafi geliyor ama siz biraz daha fazla bekletebilirsiniz.


Veeee mükemmel sonu...


Hepinize kolaylıklar diliyorum.... Görüşmek üzere... :)

19 Mart 2014 Çarşamba

SICAK SAHLEP AİLESİNİN BLOG ÂLEMİNDEN UZAK SON İKİ AYI :)

Uzuuun uzun epey bi uzun bir ara vermişim yazmaya... Yalnız tüm postlara da benzer ifadelerle başlıyorum. İhmalkarlığın bu kadarı, hep uzun aralar veriyorum sanırım. :( Son iki aydır yoğun bir misafir trafiği vardı bizim evde. Yemekler, sofralar, bol muhabbetli ve özlem gidermeceli uzun geceler ve günler geçirdik misafirlerimizle. Daha çok ailemiz ve yakın arkadaşlarımız ağırlıklı bir 2 ay geçirdik diyebilirim. Eee hâl böyle olunca, bloğa hiç vakit ayıramadım tabi kii. Ama bu arada sizleri de düşündüm tabi :) (Umutsuz blogger burada olmayan izleyici kitlesine seslenip kendi kendini sevindirmeye çalışıyor. Malum blogdaki üye sayısı yerlerde olduğundan... :))) ) Neyse, düşündüm taşındım, dedim ki şöyle karışık bir post hazırlayıp son iki ayın özetini geçeyim :) Bakalım neler yapmışız biz ailecek:


Öncelikle harika bir iki ay olduğunu söylemeliyim... Bir kere en güzel yanı şu mis gibi çiçeklerimle kokan salonum oldu. Bu sıralar bizim salon sıklıkla gül kokmakta ;)

Annem ve kayınvalidemin varlığı güzel mamalar yememe sebep oldu. Ve ben de onlara güzel mamalar hazırladım. Şimdilik sadece fotoğraflarını paylaşsam da ilerleyen günlerde tarifleriyle de karşınızda olıciiiiim :D Böyle deyip bir ay daha ortadan kaybolurmuşum :))
Kendisi benim ilk hamsi tava deneyimim olur ;)

Bu da acayip sağlıklı ve pratik bir şey: Fırında bol sebzeli mücver.


Bol bol kayve içtim... Kahve tek başına içilir mi? Hayıııır... Güzel sohbetleri de ekledim yudumlarıma ve güzel insanları tabii... :)
Biraz köpüksüz mü olmuş ne ?? :)

Hımmm, Bebek Sahlepciğimi ek gıdaya geçirdiğimi söylemiştim burada ve burada ... Anne sütümüz yetiyor aslında ama benim meraklı miniğim emerken sürekli etrafa bakındığı için sağlıklı bir emme süreci geçiremiyoruz. Anlayacağınız çabuk sıkılıyoruz. Her ne kadar ek gıdaya geçsek de anne sütünü günde 5 öğün veriyorum. Ayrıca yaptığım muhallebilere, meyve pürelerine ve sebze çorbalarına da piştikten sonra bir miktar anne sütü ekliyorum. Hem tadını daha bir benimsiyor hem de bahaneyle anne sütü de almış oluyor bebiş. Anne sütü gerçekten çok önemli bir besin kaynağı olduğundan nasip olursa 2 yaşına kadar emsin istiyorum. Bakalım hayırlısı :)Lafı uzatıyorum yine. Uzun süredir yazmayınca böyle oluyormuş demek ki. Uzun lafın kısası acemi anne ben, bebeğim için evde yoğurt mayalamaya başladım. Normalde üşengeçliğimden hiç yapmayacağım bir şey ama annelik başka bir şeymiş. Yapamam dediğim her şeyi yapıyorum. Nerede o eski tembel ve uykuya düşkün Sıcak Sahlep :) Şimdilerde zombi ile karınca karışımı yarı uykusuzluktan bitkin düşmüş, yarı çalışkan bir hayat tarzı benimsemekteyim. Tezat olduğunun farkındayım ama durum aynen böyle  bizde. :)
Tadına baktığım nasıl da belli, kenarı tırtıklanmış :)
                                 


Bu süreçte tabi hep evde de takılmadık. Misafirlerimiz ve biz o avm senin bu avm benim gezdik durduk. Bazı zamanlar Bebek Sahlep de bize eşlik etti.


Gölbaşı'nda Mogan Gölü kenarında kahvaltı yapılacak harika cafeler keşfettik ve hatta birine arkadaşlarımızla gittik. Bizim için güzel bir pazar sabahı oldu.
Keşke sofrayı silip süpürmeden önce çekseymişiz fotoyu :)


Eşimden yeni bir kahve yapma tekniği öğrendim. Kahveyi cezvede değil fincanda yapıyor kendisi. Bildiğiniz fincanı koyuveriyor ocağın üstüne hiç kırılır mı kırılmaz mı demeden :) Allah'tan bizimkiler dayanıklıymış. Size tavsiyem sağlamlığından emin olduğunuz bir fincanla mutlaka deneyin. Tadı harika çünkü ...


Güzel filmler izledik ve bu sıralar çayın yanında patlamış mısıra ve abur cubura dadandık :)  Gelsin kilolar...




İşte günler böyle geçti gitti... Aslında sayfanın facebook adresinde daha kolay paylaşım yapabiliyorum ama bloga yazmanın tadı başka tabi. Hmm bu arada facebook sayfamıza bakmak isterseniz adresimiz https://www.facebook.com/sicaksahlepblog?fref=ts bekleriz :) Eğer biraz daha yazmaya devam edersem hiç susturamayacaksınız beni. En iyisi mi ben çenem düşmeden kaçayım yavaştan...  Yeni postlarda görüşmek üzere....