10 Kasım 2013 Pazar

KARANFİL KOKULU SABAHLAR AŞKINA :)

ANNEM USULÜ BİZİM EV AŞURESİ J





Missssssss gibi karanfil kokusuyla uyanmak nedir bilir misiniz a dostlar??? Ben bu sabah tam da bu duyguyla uyandırıldım sıcacık yatağımdan. Fasulyeler, nohutlar haşlanmış; kuru üzümler, incirler ve bilumum meyveler küçük küçük doğranıp hazırlanmış ve günün assolisti aşure ocağa verilmiş. Pişmeye başlamış olacak ki buram buram karanfil kokuları yükseliyor yuvamızdan. Bu koku, her gün gaz sancısı çeken oğluşumun gülücüklerle uyanmasının sebebi bile olabilir, inanın. J
Şimdi siz sanıyorsunuz ki bu güzel lezzeti ben yapıyorum. Nerdeeeee!!! Benim karanfille yapabildiğim tek mucize annemin yaptığı leziz aşurenin üzerini karanfil ve tarçınla süslemek. J Ona da mucize denemez zaten. Yani maalesef tarifini paylaşamayacağım bu güzel lezzetin. Zira annem bana bile vermiyor, sırrı onda kalsın istiyormuş. Hani her anne güzel aşure yapar ama benim anneminki bir başkadır. Başta anneannem ve büyükbabam olmak üzere tüm aile annemin aşuresini tek geçer. Hatta annem aşure yapacağım dediği anda, büyükbabam malzemeleri hazır edip getirir anneme. O kadar heveslidir yani annemin aşuresini yemeye. O da ona verilen bu desteğin etkisiyle ayakları yere değmez vaziyette, “Tarif vermem  de vermem!” diye tutturur. J
Geçen sene muharrem ayı geldiğinde, -ben o zaman henüz birkaç aylık evliydim-  annemin tarifi nasılsa süper olur umuduyla aşure yapacağım diye eşime artistlik yapmış, annemin tarifini vermemesi üzerine attığım tüm havam balon gibi sönmüştü. Hatta annemle telefonda saatlerce konuşabilen biz, tarif isteme temalı bu konuşmamla yüzyılın en kısa anne-kız konuşmasını gerçekleştirmiştik… J
+Alo. Anne ben aşure yapacağım da… Şeeyyy… Hani senin tarifi bana bir…
-Ayyh aman ben göz kararı yapıyorum çocuğum sen internetten bak. Olduuu… Görüşürüz sonra… Hadi ocakta yemeğim var benim… J

Ve tabi internet tariflerini bir türlü ilk seferinde tutturamayan ben, cesaret edememiştim aşure yapmaya. Bu sene oğluşumun aramıza katılması vesilesiyle annem yaklaşık bir aydır yanımda. Daha bir on gün daha onun leziz yemekleriyle buluşacak gibi duruyoruz ve bundan son derece keyif alıyoruz. Aşure de annemin bize bu bir ayda yaptığı muhteşem lezzetler arasında baş köşeye oturdu. Eğer annem yazdığım bu yazıdan sonra bana acıyıp sesimi duyar, ağzından bir şeyler kaçırır, uykusunda sayıklar ya da ne bileyim boşta bulunur da tarife dair minik ipucu kırıntıları paylaşırsa benimle –ki bu mucize olurJ - yeni bir postta sizlerle de paylaşırım “Annem usulü bizim ev aşuresi”nin tarifini . Ben de nasiplenmiş olurum böylelikle… Şimdilik annemin yaptığı, benimse süslediğim bir kase aşurenin fotoğrafıyla yetineceğiz mecburen.


Aşureydi, karanfildi derken bugünün asıl anlam ve önemini de unutmayalım. Bugün 10 Kasım 2013… Ülkece tuttuğumuz yasın 75.yıl dönümü… Bunun yanında 75 yılda azalmayacak sevginin bir kez daha yüreklerde tazelendiği gün bugün aslında. Tüm ülke, O’nun gözlerini hayata kapattığı dakikalarda çalan siren sesleriyle saygı duruşunda bulundu bugün Atasına. Gönül isterdi ki bugün O’nu kabrinde ziyaret edebilelim. Ancak henüz 32 günlük olan oğluşumuz yüzünden henüz bir yere kıpırdayamıyoruz. Gezme tozma ve bu tür faaliyetlere katılma planlarını bir süre askıya aldık. Bu senelik babamızı gönderdik Anıtkabir’e ama inşallah seneye hep beraber gider, oğluşumuzu da çıkarırız Ata’sının huzuruna.

Herkese karanfil kokulu, aşure tadında günler diliyor ve –kıskandırmak gibi olmasın ama-aşuremi yemek üzere aranızdan ayrılıyorum. J Güzel günlere….


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder