ANNEM USULÜ BİZİM EV
AŞURESİ J
Missssssss gibi
karanfil kokusuyla uyanmak nedir bilir misiniz a dostlar??? Ben bu sabah tam da
bu duyguyla uyandırıldım sıcacık yatağımdan. Fasulyeler, nohutlar haşlanmış;
kuru üzümler, incirler ve bilumum meyveler küçük küçük doğranıp hazırlanmış ve
günün assolisti aşure ocağa verilmiş. Pişmeye başlamış olacak ki buram buram
karanfil kokuları yükseliyor yuvamızdan. Bu koku, her gün gaz sancısı çeken
oğluşumun gülücüklerle uyanmasının sebebi bile olabilir, inanın. J
Şimdi siz
sanıyorsunuz ki bu güzel lezzeti ben yapıyorum. Nerdeeeee!!! Benim karanfille
yapabildiğim tek mucize annemin yaptığı leziz aşurenin üzerini karanfil ve
tarçınla süslemek. J Ona da mucize denemez
zaten. Yani maalesef tarifini paylaşamayacağım bu güzel lezzetin. Zira annem
bana bile vermiyor, sırrı onda kalsın istiyormuş. Hani her anne güzel aşure
yapar ama benim anneminki bir başkadır. Başta anneannem ve büyükbabam olmak
üzere tüm aile annemin aşuresini tek geçer. Hatta annem aşure yapacağım dediği anda,
büyükbabam malzemeleri hazır edip getirir anneme. O kadar heveslidir yani
annemin aşuresini yemeye. O da ona verilen bu desteğin etkisiyle ayakları yere
değmez vaziyette, “Tarif vermem de
vermem!” diye tutturur. J
Geçen sene muharrem
ayı geldiğinde, -ben o zaman henüz birkaç aylık evliydim- annemin tarifi nasılsa süper olur umuduyla aşure
yapacağım diye eşime artistlik yapmış, annemin tarifini vermemesi üzerine
attığım tüm havam balon gibi sönmüştü. Hatta annemle telefonda saatlerce
konuşabilen biz, tarif isteme temalı bu konuşmamla yüzyılın en kısa anne-kız
konuşmasını gerçekleştirmiştik… J
+Alo. Anne ben aşure yapacağım da… Şeeyyy…
Hani senin tarifi bana bir…
-Ayyh aman ben göz kararı yapıyorum çocuğum
sen internetten bak. Olduuu… Görüşürüz sonra… Hadi ocakta yemeğim var benim… J
Ve tabi internet
tariflerini bir türlü ilk seferinde tutturamayan ben, cesaret edememiştim aşure
yapmaya. Bu sene oğluşumun aramıza katılması vesilesiyle annem yaklaşık bir
aydır yanımda. Daha bir on gün daha onun leziz yemekleriyle buluşacak gibi
duruyoruz ve bundan son derece keyif alıyoruz. Aşure de annemin bize bu bir
ayda yaptığı muhteşem lezzetler arasında baş köşeye oturdu. Eğer annem yazdığım
bu yazıdan sonra bana acıyıp sesimi duyar, ağzından bir şeyler kaçırır, uykusunda
sayıklar ya da ne bileyim boşta bulunur da tarife dair minik ipucu kırıntıları
paylaşırsa benimle –ki bu mucize olurJ - yeni bir postta sizlerle
de paylaşırım “Annem usulü bizim ev aşuresi”nin tarifini . Ben de nasiplenmiş olurum
böylelikle… Şimdilik annemin yaptığı, benimse süslediğim bir kase aşurenin
fotoğrafıyla yetineceğiz mecburen.
Aşureydi, karanfildi derken bugünün asıl anlam ve önemini de unutmayalım. Bugün 10 Kasım 2013…
Ülkece tuttuğumuz yasın 75.yıl dönümü… Bunun yanında 75 yılda azalmayacak
sevginin bir kez daha yüreklerde tazelendiği gün bugün aslında. Tüm ülke, O’nun
gözlerini hayata kapattığı dakikalarda çalan siren sesleriyle saygı duruşunda
bulundu bugün Atasına. Gönül isterdi ki bugün O’nu kabrinde ziyaret edebilelim.
Ancak henüz 32 günlük olan oğluşumuz yüzünden henüz bir yere kıpırdayamıyoruz. Gezme
tozma ve bu tür faaliyetlere katılma planlarını bir süre askıya aldık. Bu
senelik babamızı gönderdik Anıtkabir’e ama inşallah seneye hep beraber gider, oğluşumuzu
da çıkarırız Ata’sının huzuruna.
Herkese karanfil
kokulu, aşure tadında günler diliyor ve –kıskandırmak gibi olmasın ama-aşuremi
yemek üzere aranızdan ayrılıyorum. J Güzel günlere….
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder