30 Aralık 2013 Pazartesi

HAFTA SONU KAHVALTISINI İPLE ÇEKENLERDEN MİSİNİZ? BUYRUN O ZAMAN...

Hey hey sakin olun! Biliyorum, biliyorum pazartesi sendromu tavan yaptı! Evet işe gitmek çok zor geliyor... Hatta şimdiden şu hafta bitse de haftasonu geniiiiiiiiş geniş geç saatlere kadar uyusak , sonra şöööyle keyifli bir kahvaltı masası kurup "Gel keyfim gel!" desek... 
Hani demlikteki çay fokur fokur kaynarken, bir yandan sofra kurulur, çeşit çeşit kahvaltılıklar sergilenir ama yine de başka lezzetler arar ya insanın gözü... Sıkı durun,önümüzdeki hafta sonu kahvaltınız için keyfinize keyif katacak bir lezzet geliyor şimdi... YUMURTA DOLMASI... 
Ben bu hafta sonu kahvaltılarına takık bir tipimdir. İlla ki zeytin, peynir,reçel vs.den başka bir şey yapılacak, keyifle yenecek. İşte bu yüzden geçtiğimiz hafta sonu yani dün internete bir göz gezdireyim dedim. bakalım değişik neler yapabilirim diye veeeeeee karşıma http://www.kevserinmutfagi.com/yumurta-dolmasi.html işte burası çıktı. Gerçekten harika lezzetler buldum ve bunlardan birisini de hemen kahvaltı masamda denemek istedim. Gerçekten harika bir lezzet çıktı ortaya.

Cumartesi akşamı misafirlerimizden kalan ıspanaklı böreklerimiz ve kaşarlı sosisli milföylerimiz de soframızda yerini almıştı ancak assolist yumurta dolmamızdı. Şimdi sizlere yukarıdaki adresten de ulaşabileceğiniz Kevser Hanım'ın yumurta dolması tarifini vereceğim. (Tarifteki ölçüler fotoğraftaki miktara aittir.)

MALZEMELER: 3 yumurta, 1 dilimin yarısından biraz fazla beyaz peynir, 1 tutam kurutulmuş dereotu (tarifin aslında 1 tutam maydonoz var ama ben eşim sevmediği için hem de yumurtaya dereotunu yakıştırdığım için kendi kuruttuğum dereotunu kullandım.), tuz, pul biber. (Dilerseniz yumurtaya yakıştırdığınız başka baharatlar da katabilirsiniz. Mesela nane ve karabiber de güzel bir fikir olabilir. :) )
HAZIRLANIŞI: Yumurtaları katı kıvamda haşlayıp kabuklarını soyarak boyuna ikiye bölüyoruz. Sarısını ayrı bir kaba alıyoruz. Diğer malzemelerle karıştırıp tatlı kaşığı yardımıyla yumurtanın beyazının içine yerleştiriyoruz. Sonra da tabağı dilediğimiz gibi süslüyoruz.  İşte hepsi bu kadar...Ve sonrasında ev ahalisi bu güzel yumurtaları hüpletirken elimize keyif çayımızı alıp gelen iltifatları zevkle dinliyoruz. Vee tabiki kahvaltımızı güzel kılmamıza vesile olan ve bu tarifin asıl sahibi Kevser Hanım'a da içimizden koca bir teşekkür geçiriyoruz. Şimdi gelelim bizim naçizane soframızın fotoğraflarına. Bakalım beğenecek misiniz??


Hmm bu arada böreklerin üstündeki kürdanlar el yapımıdır, o boncuklar itinayla bizzat ben tarafından cumartesi akşamı misafirleri için yapılmıştır. Tasarlanmıştır diyemiyorum çünkü bu şirin fikir bana ait değil. Başka bir postta detaylıca anlatırım artık, çünkü minik oğluşum isyan çığlıkları atarak beni yanına çağırıyor. Biz oğluşla oyun saati yapalım siz de sağlıcakla kalın e mi? 

28 Aralık 2013 Cumartesi

Kış dopingi PATATESLİ BROKOLİ ÇORBASI...

Upuzuuuun bir aradan sonra yeniden merhaba... Neredeyse bir ayı bulan baba ocağı tatilimizin sona erdiği bu gün, yeniden bir blogumun var olduğunu hatırlayabildim nihayet. Çorum ve Kayseri' de geçen tatilimiz birçok güzel anı ve sevdiğimiz onca insanla bolca hasret giderme günleri kapsamında dopdolu geçti.  Her ne kadar "Sıcak Sahlep" severleri ihmal etmiş olsam da bomba gibi döndüm diyebilirim. Tatilde annemle bolca yemek yapıp bolca fotoğraf çektim. Yeni tatlar denedim, hayal gücümle annemin el maharetini birleştirip farklı tasarımlar yaptım ve burada paylaşmak için can attım :) Şimdi ise bilgisayarımın başına oturmuş brokoli çorbasından başlamak kaydıyla çektiğim fotoğrafların hepsini bir bir tasnif etmekteyim. İlerleyen günlerde hepsi konularıyla blogda yerini alacaktır, bilginize. ;)
Gelelim şu babamın tabiriyle "uyduruktan tayyare" patatesli brokoli çorbasına. Geçen hafta annemle ne pişirsek ne pişirsek diye düşünürken, günlerdir unutup pişirmediğimiz brokolimiz aklımıza geldi. Genelde haşlayıp ya yoğurtlu ya da sarımsaklı limonlu zeytinyağlı soslu salatasını yapar yerdik. O gün akşam yemeği menüsünde yoğurtlu kabak salatası olduğu için brokoli salatası yapamayacaktık. Düşündük taşındık en iyisi çorbasını yapalım, sıcak sıcak içiverelim dedik. Aslında biliyorum ki birçoğunuz sofralarınızda yer veriyorsunuz bu çorbaya ama ben yine de fotoğraflarla yapılışını anlatayım size. Belki tıpkı benim bir zamanlardaki hâlim gibi yemek yapmayı İnternet'ten  öğrenen arkadaşlar vardır da faydam dokunur onlara kim bilir. :)
Öncelikle brokolileri küçük parçalara ayırıp güzelce yıkıyoruz. Bir orta boy patatesi de soyup yıkayıp küp küp doğruyoruz. Yıkayıp doğradığımız sebzeleri  tencereye alıp az yağda ve orta ateşte bir  kaç dakika kavuruyoruz. (Kişi sayısına göre malzemeleri göz kararı ayarlayabilirsiniz. Sebze miktarındaki artış çorbanın tadını çok fazla etkilemeyecektir.Ancak patatesin çok fazla olmaması tavsiye edilir. Çünkü fazlası çorbanın kıvamını koyulaştıracaktır.Eğer patatesini çok kattıysanız ununu ona göre ayarlamalısınız.) Sonra kavurduğumuz malzemelerin üzerine su ekleyip 5-10 dk haşlıyoruz. (Ben sıcak su ekledim. Ama dilerseniz soğuk su da ekleyebilirsiniz.) 
                                         

Suyunu çorba miktarına göre ayarlıyoruz.
Brokoliler ve patatesler bir süre haşlandıktan ve yumuşadıktan sonra ayrı bir kapta bir miktar unu soğuk suyla çırpıp kaynayan çorbamıza karıştırarak ekliyoruz. Aslında annem unu genelde sebzelerden önce tencerede kavurup ekler ama ben bu şekilde eklemeyi tercih ediyorum. Sanırım daha kolay geliyor ya da tamamen alışkanlık bilemiyorum. :) 


 Eklediğimiz undan sonra bir miktar da süt ekliyoruz ki, çorbamıza kremalı çorba tadı versin. Böylelikle tamamen doğal ve sağlıklı malzemelerle kremalı çorba yapmış oluyoruz.

Tuzunu da isteğimize göre ekledikten sonra, brokoli aroması çorbaya geçene kadar karıştırarak kısık ateşte pişiriyoruz. Dilerseniz yukarıdaki haliyle sebzeleri içinde katı bırakabilirsiniz. Ben evdekilerin bu hâlini yemeyeceklerini düşünerek blenderla çorbayı çektim. Böylece hazır çorba gibi bir görünüme kavuştu.
Rengi de işte böyle tatlı bir yeşil oldu. :)
Şimdi siz diyeceksiniz ki "İnsan kasede güzel bir fotoğraf çeker de koyar arkadaş!Bu ne böyle tencereler mencereler... :)" Haklısınız ama acemi blogger oluşuma veriniz. Zira evdekileri sofrayı fotoğraflamadan masaya çağırırsanız, siz fotoğraf makinesini getirene kadar millet çorbayı hüpletebiliyor. :) Neyse öğreneceğiz azizim zamanla. ;) Denemek isteyenlere afiyet olsun. Sıcacık çorbalarla ısınabileceğimiz güzel sofralara, sevgiyle kalın...